Bir marka bir üründen ve ürünün özelliklerinden
daha çok subjektif değer yargılarına sahip bir bütün olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bir “Colgate”
diş macunu, “Porsche” otomobil, “Kanarya” adaları tatili, bir “Volvo” TIR’ı;
bunların hepsi bir üründür.
Stratejistlerin ürün özelliği saplantısı tuzağından
kaçınmaları gerekirken, ürünle ilgili çağrışımlar; marka seçimi kararları ve
kullanım deneyimi ile doğrudan ilgili olması nedeni ile her zaman marka
kimliğinin en önemli kısmı olacaktır. Marka kimliğinin çekirdek unsurlarından
biri, arzu edilebilir ve uygulanabilir çağrışımları etkileyecek olan bir ürün
baskısıdır.
Marka hangi ürün veya ürünlerle bağdaştırılıyor? Bu, Haagen-Dazs
için dondurma, Visa için kredi kartları, Buick için otomobil ve Compaq için
bilgisayardır. Baskın bir marka (Biftek
sosunda A1, kağıt mendilde Kleenex, yara bandında Band-Aid gibi) hatırlanan tek
marka olacaktır.
Markayı bir ürün grubu ile
bağdaştırmanın amacı, marka anıldığında ürün grubunun hatırlanması değildir.
Hertz anıldığında insanların “kiralık araba” cevabını vermesi, kiralık arabaya
ihtiyaç duyulduğunda insanların Hertz cevabını vermesi kadar önemli bir şey
değildir.
Bu nedenle, saygı duyulan bir kök birası markası olan AW&W, akla
kök birası geldiğinde hatırlanma kabiliyetine zarar vermeden vanilyalı sodaya
başarılı bir şekilde genişlemişti ve Honda ismi motosikletler ve arabalar
anıldığında akla gelen isimdir.
Endüstri devriminden sonra, üretim hızı ile
kalitesinin artması ve üretilen malların kalitesinde sağlanan standardizasyon
sayesinde, tüm dünyada tüketiciler, gereksinimlerini giderecek ürünleri
rahatlıkla bulmaya ve satın almaya başladılar.
Artık nerdeyse her ürün çeşidini çok geniş bir fiyat yelpazesinde
bulabiliyorduk. Ürüne olan açlığımız giderilmişti. Ancak bu kezde tüketiciler
bu kadar kolay elde edilen ürünlerle tatmin olmamaya başlamıştı. İşte tam bu
noktada dünyada olduğu gibi ülkemizdede “ürün”den “tasarım”a doğru bir geçiş
yaşanmaya başlandı.
Tasarım tüketici beklentilerini karşıladığı gibi, marka
sahiplerini de memnun ediyordu. Çünkü eşdeğerlerinden farklı tasarıma sahip
markalar, katma değer yaratarak, kar marjlarını artırabiliyoralrdı. Üretimin
hızla arttığı, standardize olduğu, rekabetin yoğunlaştığı pazarlarda, bir çok
ürünün ortalama satış fiyatı da düşmüştü.
YORUMLAR