Globalleşme ve Ticaret
21. yüzyılın bu evresi, şüphesiz, dünya genelinde, ülke sınırlarını aşan
ticaretin en çok yaygınlaştığı dönem, DTÖ gibi küresel ölçekli ticareti
düzenleyen kurumlar, AB, ASEAN gibi bölgesel ticaret toplulukları bir yana,
internet vasıtasıyla her geçen gün yaygınlaşan e-ticaret, artık dünyanın her
noktasındaki tacirleri, hem ürünlere hem satıcılara ulaşmak anlamında pratik ve
hızlı alışveriş imkanları sunuyor. Günümüzde hiçbir ülke, kendi pazarını,
piyasasını, global ticaretten uzak tutamaz.
Küreselleşmenin etkisi ve teknolojinin geldiği
nokta, tüm ülkeler açısından, uluslararası ticarete katılmayı zorunlu hale getirdi.
Aşırı korumacı tedbirlere, orantısız gümrük vergilerinin arttırılmasına
dünya piyasaları anında olumsuz tepkiler veriyor oysa bu durum 19. Ve 20.
Yüzyıl boyunca olağan bir korumacı bakış açısı olarak normal kabul ediliyor ve
ülkeler ihracat, ithalat dengeleri ve farklı kriterlere bağlı olarak bu yola
sıkça başvuruyordu.
Öncülü olan GATT ve daha sonra DTÖ'nün kuruluşu, dünya
ülkelerini global ticareti arttırmak, gümrük tarifeleri ve ticaret yasalarını birbirleriyle
uyumlu ve dengeli olacak şekilde standartlaştırmak ve serbest pazarın önünü
kapayacak ticari engelleri kaldırmak için çaba sarf etmektedir.
AB, NAFTA, ASEAN gibi ticari topluluklara bakıldığında, ilk görülen coğrafi
yakınlıktır. Ortak sınırlara sahip ülkelerin, ortak ticareti mümkün kılacak,
gümrük vergileri ve diğer tarifeleri ortadan kaldıran bir ticari ittifaka
gitmeleri her açıdan olumlu sonuçlar barındırır. Örneğin, nakliye giderleri ve
termin açısından, sınırınızdaki bir ülkeden yapılan satın alma yani ithalat hem
daha karlı olacak hem de aksi durumda oluşacak, kaçakçılık gibi müesseselere
oluşum imkanı tanımayarak yasal olmayan gelir kayıplarının önüne geçilecektir.
İçinde bulunduğumuz yüzyıl, ülkelerin karşılıklı, hatta ticari
toplulukların birbirleri ile, ticareti arttırma eğiliminde anlaşmalar yaptığı
bir dönem. Çünkü karşılıklı ticaret, hem siyasi hem ekonomik ilişkilerin bir
çaba dahilinde uyumlu seyretmesi ile mümkün.
Başlangıçta sadece gümrük birliği çerçevesinde kurulan Avrupa Birliği,
sınırların kalktığı, insanların bir diğer ülkede, kendi ülkesinde gibi seyahat
edip ticaret yapabildiği bir ortama kavuştu. Tabiki bunu sağlayan, AB
bünyesindeki ülkeler arasında, ekonomik entegrasyonun yanı sıra, siyaset,
hukuk, sosyal yaşam dahil her konuda bir entegrayonun sağlanmış olmasından
kaynaklanır. Bu yönüyle AB, diğer tüm ekonomik topluluklardan daha başarılı ve
daha sıkı bir entegrasyon barındırır.
Gümrük Birliği Nedir
Gümrük Birliği, üye ülkeler arasında gümrük vergileri ve gümrük tarifeleri
olmadan, ticareti, serbest ticaret ilkeleri çerçevesinde yapmak üzere,
ülkelerin bir mutabakat çerçevesinde bir araya gelmesini ifade eder.
Gümrük birliği, üye ülkelerin kendi aralarında gerçekleşecek ticaret kadar,
üçüncü ülkeler ile yapılacak ticareti de düzenler. Üye ülkelerin, üçüncü
ülkeler ile yapığı ticarette en bağlayıcı nokta ise ithalattır, gümrük birliği
dışındaki üçüncü taraf bir ülkeden yapılan ithalatlar için, topluluk üyelerince
ortak gümrük tarifeleri uygulanır. Bu
sayede, Üçüncü ülke kabul edilen ülkeden ithal edilecek bir ürün, gümrük
birliği içindeki ülkelerin hepsine tek bir tarife ile girebilecektir.
Gümrük Birliği, birliğe üye ülkeler arasında daha fazla ticaret akışı
sağlamak için ticari engellerin azaltılması veya kaldırılması yolundaki ilk
adımdır.
Serbest Piyasalar ve Ekonomik Bütünleşme
Gümrük Birliği, ortak ticaret tarifeleri yürütülen, topluluk üyelerinin
kabul edeceği ortak ticaret politikaları sayesinde, serbest ticaretin mümkün
kılındığı, birden fazla ülkenin dahil olduğu bir ekonomik alanı ifade eder.
Gümrük Birliği, ortak pazarların ve ekonomik birliğin oluşumuna yol açan ekonomik
entegrasyona yönelik ilk adımdır.
Ortak Pazar kavramı, sadece gümrük tarifeleri, vergileri ve bürokratik
işlemleri ortadan kaldırmakla kalmaz, emek ve sermaye geçişgenliği sağlar.
Ortak pazara üye ülkeler artık ortakların birbirleri
Ortak pazarlar, emek, sermaye gibi diğer kaynakların yanı sıra tarife ve
formalite içermeyen diğer kaynakların serbest dolaşımını sağlar.
Ekonomi Toplulukları
Ekonomik Birlik, hem üye ülkelerdeki serbest piyasalardan hem de gümrük birliğinden
oluşan bir ticaret bloğudur.
Ekonomi amaçlı Birlikler, üye ülkelerin ekonomik ve mali politikalarının
yakın koordinasyonunu ve entegrasyonunu gerektirir. Avrupa Birliğinden örnek
verecek olursak, örneğin Yunanistan’ın yaşadığı mali kriz 2015 yılında ülke
ekonomisini batma sınırına getirdi. AB, IMF gibi kuruluşların hazırladığı
kurtarma paketleri ve dış borç beraberinde Yunanistan’a yapısal reformlar ve
kemer sıkma politikaları dayatılmasına sebep oldu. Yani bağlı olunan ekonomik
topluluk, üyelerine destek olduğu kadar, bağımsız hareket etme alanını kısıtlayabiliyor.
Örnekler: Avrupa Birliği, CARICOM - Tek Pazar ve Karayipler Topluluğu
Ekonomisi.
Gümrük Birliği ve Para Birliği
Ekonomik Birliğin Yaratılması, Sınırların açılması, ülkelerin iç
pazarlarının iç içe geçmesi, beraberinde, ticaretin temel fonksiyonu olan
paranın, pareitenin zorlayıcı ve gündelik alışverişte zorlayıcı
fonksiyonlarından kurtulmanın temel yolu olarak ortak para birimini gündeme
getirir. Parasal Birlik fiyatlandırma, teklif oluşturma, karşılaştırma, gibi
pek çok fonksiyonun kolayca işlemesini sağlar.
Bu Birlik kapsamında, topluluk üyeleri, malların, emeğin, sermayenin ve kaynakların
dolaşımını daha rahat organize eder. Dış ticaret adeta yurtiçi ticarete döner, ortak gümrük tarifeleri yerini gümrüksüz,
ticaret bırakır. Ortak para birimi sistemi ile ticaret hızlanır.
Örnekler: Orta Afrika Ortak Para ve Ekonomik Topluluğu.
Ekonomik bütünleşme
Ekonomi Birliği ve Parasal Birlik nihai aşamada Tam Ekonomik Bütünleşmenin
önünü açar. Ekonomik Bütünleşmede, üye ülkeler her ne kadar iç piyasalarına
ilişkin bir takım düzenlemeler planlar yapsa da temel çerçevede, tek bir
ekonomi politikası ile birleşmiş ortak bir maliye politikası ile topluluk ekonomisini
yönetirler.
Ekonomik bütünleşmeyi, tek merkezden yönetebilmek ve istikrara kavuşturmak
için, federal hükümet tarafından yönetilen özerk devletlerin olduğu, Birleşik
Devletler kavramı örnek gösterilebilir. Ekonomistler, ekonomik bütünleşmenin gerçekçi
ve sürdürülebilir olması için uzun vadede, politik bütünleşmenin zorunlu olduğunu
vurgularlar. Amerika Birleşik Devletleri, bu tip bir entegrasyonun çık
bir örneğidir. Ancak böyle bir organizasyonu, yüzyıllardır ayrı kimliklerle
yaşayan ülkeler arasında sağlamak ABD örneğine kıyasla oldukça zor.
Günümüzde
herhangi bir ülkede faaliyet gösteren ve özellikle belli bir büyüklüğü aşmış
bir şirket, artık yerel kimliğe sahip bir işletme değilir. Dış dünyaya
kapılarını kapalı tutmaya çalışsa dahi, farklı ülkelerden hem müşteriler bir
şekilde ona ulaşacak, hem küresel rakiplerle mücadele etmesi gerekecek hem de işbirliği
teklifleri kapısını çalacaktır.
Çok
uluslu şirketlerin ayak izleri 19. Ve 20. Yüzyılda hızla dünya ülkelerine
yayıldı. Aslında çok uluslu şirketler bu yayılmacı ekonomi modeliyle dünyayı
küçülttüler ve diğer işletmelerin çalışma şeklini değiştirdiler. Artık pek
çok şirket kendini yerel pazarla sınırlanamıyor.
Artık
yerel kaynaklara bağımlı değiller ve dünya pazarına oynayan, bünyesinde farklı
uluslardan çalışanlar taşıyan bir şirketin aidiyet duygusu da kalmıyor. Yatırım imkanlarının
müsait olduğu, işgücünün beklentileri karşıladığı her ülke yeni bir üretim üssü
olarak planlanabiliyor. Diğer yandan hizmet veya ürünlerini talep eden her ülke
hedef pazara dönüşebiliyor.
YORUMLAR