Türkiye’nin Avrupa Topluluğu ile imzaladığı 1.1.1996’da yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşmasının 8 ila 11. Maddeleri ticarette teknik engellerin kaldırılması ile ilgilidir. Nitekim 8.1 maddesine göre Türkiye Ticarette teknik engellerin kaldırılması konusundaki Topluluk araçlarını ve konumuz bakımından “CE” ile ilgili direktifleri kendi iç mevzuat düzenlemesine dahil etti.
Türk Sanayicisi bugün için 23 direktifin herhangi birinde yer alan ürünü AB’ye ihraç etmese dahi, Türkiye piyasasına sunduğu üründe de ilgili direktif şartlarına uymak zorundadır. Yine aynı anlaşmanın 8.4 maddesi gereğince; standardizasyon, metroloji ve kalibrasyon, kalite akreditasyon test ve belgelendirme konularındaki farklılıklar yine bu zaman süresi içerisinde giderilmeye çalışılacaktır.
AT-Türkiye Gümrük Birliği, 2006’da yaklaşık 100 milyar Avro’ya ulaşan AB-Türkiye ikili ticaretinin daha da artmasına katkıda bulunmuş, dolayısıyla Türkiye’nin, AB’nin yedinci ticari ortağı olmasını sağlamıştır.
Ülkemizde üretilerek iç piyasaya arz edilecek olan ürünlerin CE işareti taşımasının zorunlu olabilmesi için, ilgili bakanlıklar ve kamu kuruluşları tarafından hazırlanan ve ürünlere CE işareti iliştirilmesini öngören teknik mevzuatın Türkiye’de yürürlüğe girmesi gerekmektedir.
Teknik mevzuat uyumunun pratikte uygulanabilir olması için sadece direktifleri uyumlaştıran yönetmeliklerin yürürlüğe girmesi yeterli olmayıp, bu direktiflerin atıfta bulunduğu uyumlaştırılmış standartların da ülkemizde uyumlaştırılmıs Türk Standardı haline getirilmesi ve iç mevzuatımıza aktarılması gerekmektedir. Bu ise, kendi teşkilat yasası bu yasaya istinaden 4703 sayılı kanunda yapılan görevlendirmeye gore Türk Standartları Enstitüsü tarafından yerine getirilmektedir.
Konunun Türkiye açısından diğer bir boyutu da, CE işareti taşımayan malların Türkiye içinde satışında da üreticiler sıkıntı yaşayabileceklerdir. Çünkü AB ile imzalanan Gümrük Birliği (GB) Anlaşması çerçevesinde Türkiye, AB rekabet kurallarına uymak durumundadır. Bu kurallara uyulmadığı takdirde üye ülkelerin şikayet hakkı doğmaktadır. Konuyu CE işareti ile ilişkilendirecek olursak, Türkiye için geçiş süresinin bitiminden sonra, AB üye ülkeleri Türk sanayicisinin ürettiği ve Türkiye’de sattığı CE işareti taşımayan bir malı haksız rekabet yaptığı dolayısıyla şikayet etme olanağına kavuşmaktadırlar.
Sağlık, güvenlik, çevre ve tüketiciyi koruma koşullarına uyulduğunu gösteren CE işareti konusunda Türk sanayicilerinin duyarlı olmaları son derece önemlidir. Bu nedenle, sanayicilerin üretmiş oldukları ürünün özelliklerini dikkate alarak, bu konudaki direktiflerin içeriklerini incelemeleri ve bunlardan hangilerinin ilgili olduğuna karar vermeleri gerekir. Burada dikkat edilecek bir nokta da, ürünün birkaç direktif kapsamına girebileceği ve bu nedenle CE işareti kapsamındaki tüm direktiflerin incelenmesi gerekliliğidir. İlgili direktif belirlendikten sonra, o direktifte getirilen koşulların incelenerek tam olarak ürüne adapte edilmesi gerekmektedir.
CE işareti, ilgili direktiflerde belirtilen şartlara uygun olan son (nihai) ürünler üzerinde kullanılmaktadır. Fakat bu yan sanayide üretilen üniteler veya sistemler için üreticilerin hiç bir çalışma yapmayacakları anlamına gelmez. Son üründe kullanılmak üzere üretilen bütün sistem ve ünitelerin üreticileri, ilgili direktiflerin gerektirdiği tüm şartları sağlayacaklar, çalışmalarını yapacakları teknik dosyalarını hazırlayacaklar. Ve üreticinin beyanı diye adlandırılan bir deklarasyon doldurarak ürünlerinin CE işaretinin koşullarına uygun olarak üretildiğini beyan edeceklerdir.
YORUMLAR